Kiminin yıllar süren çocuk hasretini dindiriyor, kiminin de 40’ından sonra evine çocuk cıvıltısı dolduruyor ‘Koruyucu Aile’ projesi. Neşe Hanım “Anne olmak için boşuna beklemişim.” ifadelerini kullanırken, Mehmet Bey gözleri dolarak, “Hayatımıza bir melek katıldı.” diyor.
Zehra bir cami avlusuna bırakıldığında daha bir günlük bir bebektir. Devlet sahip çıkar, konuşmaya başladığında diğer çocuklar gibi o da yurttaki bakıcılarına ‘anne’ der. Yurtta gülmeyi bilmeyen sinirli bir çocuk iken 3 yaşında tanıştığı koruyucu ailesi sayesinde yeniden doğar. 16 yaşındaki Haluk’tan başka çocukları olmayan İsmail ve Gülşen çifti, Koruyucu Aile Projesi’ni araştırırken başka üç çocukla tanışır ama hiçbirine 2007’de tanıştıkları Zehra kadar ısınamaz. Haluk, önceleri yeni bir kardeşe karşı çıksa da sonunda ikna olur. Bir aylık sürecin sonunda Zehra “Artık evimize gidelim anne.” der. Eve ilk geldiklerinde kaldığı yurdu kreş sanan Zehra’nın sorduğu soru ilginçtir: “Evimiz çok güzelmiş, beni neden kreşe verdiniz?”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak projesiyle çocuk yurdunda kalanlara belirli bir kontenjan dahilinde ücretsiz eğitim imkânı veriliyor. Bu sayede Zehra da özel bir okulda eğitimine devam ediyor. İsmail Bey, bazı özel okulların Sosyal Hizmetler’e kontenjan ayırmadığını söyleyerek bakanlık yetkililerini göreve çağırıyor. Ayrıca protokol gereği Zehra gibi koruyucu aile yanındaki diğer çocuklar özel hastanelerden ücretsiz yararlanıyor ve ilaçlarını da eczanelerden ücretsiz alıyor.
‘BEN DE BAŞKA AHMET’LERİ KURTARACAĞIM!’
Ailesinin dağılmasıyla bakacak kimsesi olmayan Ahmet’e devlet sahip çıkmış. Aile hasreti çeken Ahmet, koruyucu ailesi sayesinde ikinci anne-babasıyla 9 yaşında tanışmış. Çocuğu olmayan Neşe Hanım o dönem yurtlarda gönüllü annelik yapıyormuş. Neşe Hanım’ın içi Ahmet’e ısınınca, koruyucu ailesi olmuş. Neşe Hanım da öz anne-babasının yanında büyümemiş. Bu nedenle Ahmet’i daha iyi anlıyor. Ahmet’e durumunu “Bak oğlum, beni de bir doğuran bir de büyüten annem vardı. Senin durumun da aynı böyle.” diye anlatmış. Elektrik elektronik mühendisi Neşe Hanım, oğlu Ahmet’in derslerinde de yardım ediyor. Ahmet ise “İleride bir aile kurduğumda ilk işim başka Ahmet’leri kurtarmak.” diyor. Ahmet’in, arkadaşlarının bir kısmı yurtta bir kısmı ise üniversitede. Arkadaşlarından bazıları ise madde bağımlısı. Ahmet “Eğer onları da bir alan olsaydı, kurtulurlardı.” diyor. Yeni koruyucu aile olanların sıkıntılarına yardımcı olmak ve dayanışmayı artırmak için İstanbul Koruyucu Aile Derneği’ni kuran Neşe Hanım, “İnsanlar çok uzun süreler tüp bebek merkezlerinde tedavi görüyor ve yine de çocuğu olmayabiliyor. Anne-baba olmanın, bu duyguyu tatmanın başka yolları da var. Anne-baba olmak için bu kadar beklemeye gerek yok.” diye konuşuyor.
28 yıllık evli Mehmet-Gülsade çiftinin çocukları olmuyor. 2 ay önce B.K.(4)’ye koruyucu aile oldular. Almanya’da 33 yıl çalışan ve 2011’de Türkiye’ye kesin dönüş yapan Mehmet S. (47), “Gerçek bayramı asıl şimdi yaşıyoruz. Hayatımıza bir melek katıldı. Öz çocuğum olsa bu kadar sevmezdim. Bize ‘babacığım, anneciğim’ demesi adeta eritiyor bizi. Evimize neşe geldi.” diyor. Bir arkadaşının tavsiyesiyle koruyucu aile olduğunu aktaran Mehmet S., gözleri dolarak ömrünün en güzel hediyesini aldığını belirtiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder